“Ümit ediyoruz ki, Kıbrıs görüşmeleri belli bir ortak anlayışı sağlar ve bu da ilişkilerde normalleşmenin yolunu açar” – DT Kıbrıs Haber | Kıbrıs Haber
Dünya

“Ümit ediyoruz ki, Kıbrıs görüşmeleri belli bir ortak anlayışı sağlar ve bu da ilişkilerde normalleşmenin yolunu açar”

[ad_1]

TC Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, “(Türkiye-AB) Gümrük Birliği güncellemesinin her iki tarafın da yararına olacağına inanıyoruz. Bu konuda Avrupa Birliği’nin de çalışmaları var. Gümrük Birliği güncellemesini sadece Türk özel sektörü değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinin özel sektörleri de istiyor.” dedi.

Kaymakcı, Kadir Has Üniversitesince çevrim içi düzenlenen seminere “2021 Yılında Türkiye-AB İlişkileri” başlıklı konuşmasıyla katıldı.

Türkiye’nin AB üyeliği için müzakere eden aday ülke konumunda olduğunu hatırlatan Kaymakcı, üyelik müzakerelerinin siyasi engellemeler nedeniyle tıkanmış olduğunu belirtti.

Kaymakcı, “Eğer bugün aday ülkeler arasında Türkiye eşit muamele görseydi, şu anda katılım müzakerelerini tamamlamak üzere olurduk.” ifadesini kullandı.

Türkiye-AB üst düzey toplantıları ve zirvelerinin 2019’a kadar yapıldığını aktaran Kaymakcı, AB’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarında Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tutumunu benimsemesi nedeniyle bu toplantıları 2 yıldır yapamadıklarını dile getirdi.

Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde diyaloğun önemine vurgu yaparak, “Eğer biz birbirimizle konuşamazsak birbirimiz hakkında ve birbirimizin aleyhinde konuşmaya başlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

– Gümrük Birliği güncellemesi

Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiğinin altını çizen Kaymakcı, “Gümrük Birliği güncellemesinin her iki tarafın da yararına olacağına inanıyoruz. Bu konuda Avrupa Birliği’nin de çalışmaları var. Gümrük Birliği güncellemesini sadece Türk özel sektörü değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinin özel sektörleri de istiyor. Samimi arzumuz, Gümrük Birliği güncelleme müzakerelerinin bir an önce başlatılması ve Gümrük Birliği alanının genişletilmesi.” dedi.

Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde bir diğer alanın vize serbestisi olduğunu aktararak, bu konuda tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin üzerine düşeni yapıp sorumluluğu AB tarafına vermesi gerektiğini söyledi.

Türkiye-AB iş birliği alanlarından bir diğerinin “terörle mücadele” olduğunu kaydeden Kaymakcı, “Bu Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizde güven eksikliğine neden olan en önemli konulardan biri. Bu alandaki iş birliğinin geliştirilmesi çok önemli.” dedi.

– Göç mutabakatı

Kaymakcı, 8 Mart 2016’da Türkiye-AB arasında bir göçmen mutabakatı imzalandığını ve AB’nin bu konuda 4 sözünün bulunduğunu hatırlattı.

AB’nin 6 milyar avro destek sözünü tam olarak yerine getirmediğinin altını çizen Kaymakcı, “Biz bunun hızlandırılmasını istiyoruz. Önümüzdeki dönemde artan göç dalgalarına karşı yakın iş birliği zorunlu hale geliyor.” diye konuştu.

Kaymakcı, AB’nin “Gönüllü İnsani Kabul Programını” başlatması ve Suriye’nin kuzeyindeki koşulların iyileştirilmesi için Türkiye’ye destek olması gibi verdiği sözlerini de tutmadığını belirtti.

Bakan Yardımcısı Kaymakcı, “Türkiye-AB ilişkilerinde en başarılı gördüğümüz alan mali iş birliği ve Avrupa Birliği programlarına katılımımız. Bu alanda önümüzdeki dönemde daha da gelişme görmek istiyoruz.” dedi.

Türkiye’nin aday ülke olarak ortalama 3,5-4 milyar avroluk bir AB Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) fonunu kullandığını hatırlatan Kaymakcı, “Biz önümüzdeki dönemde olumlu gündem kabul edildiği takdirde Türkiye’nin bu fonlardan ve programlardan daha fazla yararlanmasını hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

– Olumlu gündemin sağlanabilmesi için parametreler

Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu gündemin sağlanabilmesi için 5 veya 6 parametrenin olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Birincisi, önümüzdeki dönem kışkırtmalardan kaçınılması lazım. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Yunanistan’ın ve özellikle Fransa’nın kışkırtmalarda bulunmaması lazım. Türkiye’nin de aynı şekilde bu perspektifi düşünerek davranması lazım. Arzumuz son 1 ayda gördüğümüz sakinleşmenin devam etmesi ve sağduyunun hakim olması. Eğer kışkırtma olursa ve Türkiye’nin haklarını ihlal etme gibi bir girişim olursa Türkiye meşru haklarını savunmaya devam edecek.”

Diğer bir etkenin Türkiye’nin önerdiği “Gayriresmi 5+1 Kıbrıs toplantısı” olduğunu ifade eden Kaymakcı, “Ümit ediyoruz ki, Kıbrıs görüşmeleri belli bir ortak anlayışı sağlar ve bu da ilişkilerde normalleşmenin yolunu açar.” dedi.

Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu gelişme sağlanabilmesi için bir diğer etkenin ise “Doğu Akdeniz Konferansı” olduğunu vurguladı.

Bakan Yardımcısı Kaymakcı, ayrıca hidrokarbonun Doğu Akdeniz’de Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunan “barış ve istikrar” unsuru olmasını istediklerini belirtti.

Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu gündemin sağlanabilmesi için bir diğer parametrenin Türkiye-Yunanistan arasında 5 yıl aradan sonra başlatılan istikşafi görüşmeler olduğunu belirten Kaymakcı, “(Türkiye-Yunanistan arasında) 60’dan fazla toplantı oldu, artık bundan sonra sanıyorum bu toplantılar ‘istişari’ toplantılar olarak adlandırılacak. Çünkü artık yeterince keşif yaptığımıza inanıyoruz. Birbirimizi de tanıyoruz. Bundan sonra keşif odaklı ilerlememiz lazım.” dedi.

– Fransa ile pozitif gündem hedefi

Kaymakcı, Türkiye’nin Fransa’yla son dönemde yaşadığı bazı gerginliklere ve ardından oluşan yumuşamaya da değinerek, şöyle devam etti:

“Bizim aslında Fransa’ya karşı hiçbir düşmanca tutumumuz olmadığı gibi tamamen dostane tutumumuz var. Fransa bizim önemli müttefiklerimizden biri. Biz aslında çok daha sağlıklı ve güçlü ilişkiler istiyoruz. Şu anda Fransa’yla da bir yumuşama sağlanmış durumda. En azından suçlayıcı açıklamalar durdu. Önümüzdeki dönemde Türkiye’yle Fransa arasında anlaşmazlıklara neden olan Suriye, Libya, Güney Kafkaslar ve Fransa’daki Türk toplumu gibi konularda da istişareler yapacağız ve birbirimizi daha iyi anlamaya çalışacağız. Bu alanda pozitif gündemi sürdürebilirsek, önümüzdeki Mart’taki AB zirvesinden Türkiye-AB ilişkilerine yönelik olumlu bir karar çıkabilir.”

Kaymakcı, AB ile olumlu gündemin oluşmasında Türkiye’nin yakın zamanda başlattığı reformların önemli olduğunu belirterek, bu kapsamda AB’ye katılım için 2021-2023 dönemini kapsayan Ulusal Eylem Planı çalışması yürüttüklerini ve 200 yasada değişiklik hedeflediklerini vurguladı.

 



[ad_2]