‘DSÖ’nün KKTC’deki gerçekleri ve başarıyı görmesi lazım’ – DT Kıbrıs Haber | Kıbrıs Haber
KKTC

‘DSÖ’nün KKTC’deki gerçekleri ve başarıyı görmesi lazım’

‘DSÖ’nün KKTC’deki gerçekleri ve başarıyı görmesi lazım’


Başbakan Ersin Tatar, Paris’ten internet üzerinden yayın yapan Tv-Radyo Anadolu adlı kanalın bir programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Tatar, Dünya Sağlık Örgütü’ne gönderdiği yazıda devlet, millet veya ırk tanımayan Koronavirüs dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk halkının olağanüstü şartlarda bir sınav verdiğini söyledi.

2 aydır gece gündüz koronavirüs ile mücadelenin devam ettiğini kaydeden Tatar, şöyle konuştu:

“Dünya Sağlık Örgütü’ne yazdığım yazıda da belirttiğim gibi bu virüs ne devlet, ne millet tanıyor, herkesi etkiliyor. Dolayısı ile her şey bir yana bırakılıp bu virüsle mücadeleye odaklanmak lazım. Onlara şunu da belirttim; KKTC’deki gerçekleri, başarılarımızı görmeleri lazımdır. Bize göre yaptığımız çalışmaların Dünya Sağlık Örgütü’nün tutanaklarına geçmesini ve dünyaya paylaşılması insanlığın yararınadır. Siyasi nedenlerle bundan kaçınmamaları lazım.”

KKTC’de son hastanın da taburcu edildiğini, 108 vaka olarak tespit edilen koronavirüsün an itibarıyla tamamen bittiğini vurgulayan Başbakan Tatar, ama rehavete kapılmıyoruz. Maskeli yaşam, temkinli yaşam devam ediyor” dedi.
Tatar, “Dikkatliyiz. Hala ülkemizi dışarıya karşı izole durumda tutmaya devam ediyoruz. Çünkü gerek Güney’de gerek diğer ülkelerde bu iş bitmiş değildir. İnanıyorum ki Haziran’a kadar bu iş biter. Neden bunu istiyoruz? Çünkü burası turizmle geçiniyor, dışardan çok sayıda öğrenci alan üniversitelerimiz var. Ekonominin ayakta durması için dışa açılması lazımdır. Merakla bizim dışımızdaki gelişmeleri izliyoruz” ifadelerini kullandı.

Başbakan Tatar, programda KKTC’de Koronavirüs salgını döneminde alınan tedbirleri anlattı, salgının ilerlemesi gözönünde bulundurularak, bu süreçte sağlık altyapısının güçlendirildiğini, sağlık çalışanlarına takviye yapıldığını; onbinlerce test kiti tedarik edildiğini ve son 25 gündür yapılan testlerde herhangi bir pozitif vaka bulunmadığını belirtti.

Ülkenin hala yurtdışına kapalı olduğunun altını çizen Tatar, “Bizim kendi vatandaşlarımız eğer sağlıktan dolayı gitmişlerse ve gelmek durumundaysalar, onlara karantinaya girmek suretiyle KKTC’ye geri dönmelerine müsaade edebiliyoruz.Kolay bir iş değildir zahmetli bir iştir ama bu şekilde bir anlayışla burayı korumaya çalışıyoruz” dedi.

Başbakan Tatar, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda projelerinin ne olacağı yönündeki soruya karşılık, Cumhurbaşkanlığı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde en tepedeki makam olduğunu ifade etti.

Tatar, “Bu makamda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıtmak, dünyaya anlatmak, dünya ile iyi münasebetler kurmak lazım. Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığını, egemenliğini bu coğrafyada Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarının korunması için Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler içerisinde olmak şarttır.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının gerçek beklentileri, ayrı bir halk ve ayrı bir varlık olarak bu coğrafyada varlığını sürdürebilmektir” dedi.

“Eğer seçilirsem, ki halkın desteği ile bunun olacağına yürekten inanıyorum, Doğu Akdeniz’de Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği içerisinde öncelikle halkımızın daha da refah olabilmesi için çalışacağım. Güvenliğimizi asla riske atmayacağım. Halkımıza, örgütlerimize, ekiplerimizle birlikte çeşitli politikalar üretip onlara liderlik etmek, önderlik etmek başlıca görev olacaktır.”

Başbakan Tatar, kendisinin ulusalcı kesimden bir Cumhurbaşkanı adayı olarak kazanılan özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini taçlandıracak bir yol haritası ile hareket edeceğini de vurguladı.

Kendisinin rakipleri olabileceğini ve onların federal temelli bir anlaşma ile Rumlarla ortaklık ve ona göre başka bir takım beklentiler içerisinde olabileceklerine işaret eden Tatar şöyle dedi:

“Bizim vizyonumuz ve misyonumuz, Kıbrıs’ın gerçeklerinde Rumlarla bir ortaklığın bu saatten sonra Rumların aşırı istekleri yüzünden mümkün olamayacağın görerek bu coğrafyada bu adada iki halkın, iki devletin yan yana barış ve işbirliği içinde yaşayabileceklerini anlatmak, bunu başarmaktır. Biz bu adada Türkiye’yle iyi münasebetler içerisinde, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamı ile var olmak istiyoruz. Rumlar aslında Kıbrıs’ta üniter bir yapı istiyorlar. Yani kendilerini çoğunluk bizi azınlık olarak görüyorlar ve bizi idareleri altına almaya çalışıyorlar. Bunu asla kabul edemeyiz. Bu amaçla oynanan oyunlara artık dur demeliyiz.”
(BRT)